Kayıtlar

Oyunlar Plazalar Ya da Tekrar Eden Soru adlı öykü Rıhtım Dergi sayı 39'da

https://rihtimdergi.com/oyunlar-plazalar-ya-da-tekrar-eden-soru/

NERMİN'İN PENÇELERİ (ÖYKÜ)

        NERMİN'İN PENÇELERİ                    El beynin bir uzantısı değil mi?    Ece Ayhan                      "O ne kalçalar o ne yuvarlak hatlar!" Aşkın Metafiziğini* okumuş muydu bilinmez ama Bolat o kızı kafaya takmıştı. Mutlaka tanışmak istiyordu. Âşık olmuştu herhalde. Niyeti ciddiydi. Evlenebileceği bir kızdı. Araştırmaya koyuldu. Hukuk fakültesinde oku duğunu öğrendi . Arkadaş çevresi düzgündü. Güzeldi, akıllıydı, daha ne olsundu.  Sonra ları damarına basıldı mı fevri hareketleri olmuştu ya o kadar olurdu. O'na yakışacak bir eşti işte. Eh kendisi de varlıklı  bir  ailenin tek oğluydu. Mühendislikte son sınıfa gelmiş yakışıklı bir gençti. Fırsatını bulup Nermin'le tanıştı. Kampüs içi yürümeleri, ders çalışmalar, kafelere gitmeler derken birbirlerine yaklaşmaya başla...

Öldürme Üzerine Kısa Bir Film Üzerine

Bir biti yada bir pireyi bile öldürürken ummadığımız bir mukavemet ile karşılaşırız. Varlıkla yokluk arasındaki kesin çizgide direnç maximum noktasına çıkar. Canın en son savaşı en çetin olanıdır. Kieslowski'nin öldürme üzerine çektiği filmde cinayetin neden işlendiğini bilemiyoruz. Filmin adı bizi katilin kim yada kimler olabileceği hakkında tahmin yürütmeye zorlar. Film ilerledikçe iki tahminimiz oluşur. Sıradışı iki karakter üzerinde düşünmeye başlarız. Film bir gerilim filmi olmadığından tahminimizde yanılmıyoruz. Öldürmenin kötülük olduğunu kabul ettiğimizden kötü davranışlar sergileyen iki tip olarak genç adam ve taksi şoförünü daha dikkatli takip ederiz. Filmin ilerleyen dakikalarında taksi şoförünün çevresine küçük zararlar verdiğini, sinir bozmanın onu tatmin etmeye yettiğini görürüz. Taksi şoförünün bir kıza yaptığı sarkıntılığın ardından zor durumdaki bir çifti arabasına almaması bize onun sanki kötü bir insan en azından kötü bir taksi şoförü olduğunu gösterir gibidir. ...

Michael Tournier'in Cuma yada Pasifik Arafı Romanı Üzerine

Rob : (to rob) İngilizcedeki anlamlarından biri mahrum etmek. ROB İNSAN İnsanın büyük çaresizliğidir Robinson'un yalnızlığı... Acıya katlanabilen canlıdır insan. Hayvandan daha çok acı çeker. Ama insan belirsizlik karşısında o kadar dayanıklı değildir. Robinson düştüğü derin kuyudan çıkamıyacağını düşündüğünde Adem’den daha yalnızdır. Adem’in nihayetinde tanrısı vardı. Dünyaya inen Adem’ in belirsizliği muğlakdı. Adem İlk elden olaya şahit idi ve yüklendiği vazifenin adamakıllı bilincindeydi. Robinson’un belirsizliği ise mutlaktır. Robinson yeniden doğmuştur ve herşeyi yeni baştan yapmalıdır. İnsan / yalnızlık = Yaklaşık 0 . Kendini çoğaltmak yerine sonsuzluğunu azaltmak zorundadır. Tournier in dediği gibi o “insanlığın yetimi”dir. Robinsonun bütün eylemleri birer iç deneye dönüşmüştür. Deliliğe ve ölüme karşı aynı anda savaşır. Bilincinin yönü değişmiş olduğundan her eylem sanki ilk kez yapılıyormuşcasına deneysel bir düzeye erişir. Tüm insallıktan koparılıp yapayalnız bırakılm...